Özofagus kanserleri genellikle 50 yaştan sonra erkeklerde daha sık görülür ve tüm sindirim sistemi kanserlerinin ancak %7’sini oluşturur.
Mide kanserleri diğer kanser türlerine göre görülme sıklığı azalan, gelişen tanı ve tedavi olanakları ile kısmen önlenebilir bir kanser türü olması açısından önemini korumaktadır.
Mide kanseri, midenin yüzeyini kaplayan hücrelerin kontrolsüz büyüme ve çoğalması sonucu oluşan bir kanser türüdür. Yemek borusu ile midenin birleşim yerinde veya midenin gövdesinde oluşabilir.
Mide kanserinin nedenlerinden bir olan Helicobacter Pylori isimli bakterinin, endoskopik ve laboratuvar yöntemleri ile saptanması ve antibiyotiklerle tedavi edilmesi, özellikle lenfoma başta olmak üzere mide kanseri sıklığının azalmasına neden olmuştur.
Mide kanseri teşhisi endoskopi ile konulduktan sonra kanserin evrelendirmesi, kan testleri, bilgisayarlı tomografi, PET-BT yöntemleri ile yapılarak kanserin yayılım durumu, klinik evresi belirlenir. Bu sonuçlara göre de tedavi şekli belirlenir. Mide duvarına tümörün ne kadar ilerlediği, komşu lenf bezlerine ve diğer organlara metastaz varlığının olup olmamasına göre 4 evre bulunmaktadır.
Hayatta kalma oranları kanserin evresine göre değişir. En yüksek sağ kalım mide içinde sınırlı olan erken evrelerde görülür iken, midenin tamamını ve uzak organlara ve lenf bezlerine metastaz olan Evre 4’de en düşük sağ kalım oranları görülür. Mide kanserinin alt tipi olan “Taşlı yüzük hücreli Karsinom” da ise genelde sağkalım daha kötü seyreder.
Mide kanseri genellikle sinsi ilerleyen ve belirtilerini verdiğinde çoğunlukla ileri evrede tanısı koyulan bir hastalıktır. Diğer taraftan ise belirti verse dahi, yakınmalar pek çok diğer hastalıkta da görülebileceğinden, hastalar tarafından genelde göz ardı edilir.
Mide kanseri 50 yaşından sonra görülme sıklığı artan, kadınlara nazaran daha çok erkeklerde görülen tehlikeli bir kanser türüdür. Diğer kanserler olduğu gibi mide kanserinde de erken tanı ile iyi bir sağkalım sağlanabilir. Mide kanserinin kesin tedavisi cerrahi olmakla beraber ileri evre hastalıkta; cerrahi öncesi kemoterapi verilmesi ile tedavi başarısı artırılmaya çalışılır.
Cerrahi yöntem tümörün bulunduğu yere ve yaygınlığına göre değişir. Mide çıkışına yakın yerleşen tümörlerde midenin 2/3’nün alınması yeterli olurken (Subtotal Gastrektomi), başlangıç kısmına yakın tümörlerde tamamının alınması (Total Gastrektomi) gerekir. Her ki ameliyatta da hem doğru bir kanser evrelemesi hem de bölgesel nüks riskini azaltmak amaçlı çevre lenf düğümleri de çıkartılır. İleri evre mide dışına taşmış kanserlerde dalak, pankreas, kolon gibi komşu organların da çıkartıldığı daha radikal cerrahiler gerekebilir.
Erken evre mide kanseri hastalarının 5 yıllık sağkalımı %70’in üzerinde iken lenf düğümü metastazı yapmış ileri evre hastalıkta bu oran %10’a düşmektedir. Mide kanseri sinsi bir hastalık olduğu için, hazımsızlık, mide ağrısı ve yanması gibi sindirim şikayetleri ertelenmemelidir. Yapılacak basit bir endoskopik inceleme ile mide kanserinde erken tanı şansı elde edilebilir. Erken tanı almış hastalarda başarılı bir cerrahi ve hastalıksız bir yaşam oranları oldukça yüksektir.