Topuk dikeni, topuk kemiğinin alt tarafında kemik çıkıntısına neden olan bir kalsiyum birikimidir. Topuk dikenleri genellikle bulgu vermese de bazı hastalarda topuk ağrısına neden olabilirler. Sıklıkla, ayağın alt kısmı boyunca uzanan ve topuk kemiğini birinci tarak kemiği ucuna bağlayan fibröz bağ dokusu bandının (plantar fasya) ağrılı bir iltihabı olan plantar fasiit ile ilişkilidir.
Topuk dikeni ve ilişkili durumlar için tedaviler arasında egzersiz, kişiye özel ortezler, iltihap önleyici ilaçlar ve enjeksiyonlar yer alır. Konservatif tedaviler başarısız olursa, ameliyat gerekebilir.
Topuk dikeni, genellikle aylarca süren bir süreç olan, topuk kemiğinin alt tarafında kalsiyum birikintisi sonucu ortaya çıkar. Topuk dikeni genellikle ayak kasları ve bağlarında gerilmeler, plantar fasyanın zedelenmesi ve topuk kemiğini kaplayan zarın tekrarlayan yaralanması sonucu meydana gelir. Topuk dikenleri, koşma ve zıplamayı içeren sporlarla ilgilenen insanlar arasında özellikle yaygındır.
Topuk dikeni için risk faktörleri:
Plantar fasiit ile ilişkili diğer risk faktörleri ise şunları içerir:
Topuk dikeni genellikle hiçbir belirtiye neden olmaz. Ancak topuk dikeninin oluşum noktasında enflamasyon gelişirse, özellikle yürürken veya koşarken meydana gelen aralıklı veya kronik ağrı ile ilişkilendirilebilir. Genel olarak, ağrının nedeni topuk dikeninin kendisi değil, onunla ilişkili yumuşak doku zedelenmesidir.
Birçok insan topuk dikeni ve plantar fasiit ağrısını sabahları ilk ayağa kalktıklarında ayaklarının altına bir bıçak veya iğne batması olarak tanımlar - bu ağrı daha sonra künt bir ağrıya dönüşür. Genellikle uzun süre oturduktan sonra ayağa kalkınca keskin ağrının geri döndüğünden şikayet ederler.
Topuk dikeni ve plantar fasiit ile ilişkili topuk ağrısı dinlenmeye iyi yanıt vermeyebilir. Gece uykusundan sonra sabah yürüyünce, plantar fasya topuğu gererek çektiği için ağrı daha şiddetli hissedilebilir. Ağrı genellikle yürüdükçe azalır ancak, uzun süreli dinlenme veya yoğun yürüyüşten sonra tekrar başlayabilir.
Bir aydan uzun süredir devam eden topuk ağrısı varlığında, bir sağlık uzmanına danışılmalıdır. Hastanın durumuna göre aşağıdakiler gibi konservatif tedaviler önerilebilir:
Topuk ağrısı, genellikle anti-enflamatuuar ilaçlara iyi yanıt verir, ancak bazı durumlarda tek başına ilaç kullanımı yetersiz kalabilir. Fonksiyonel ortez cihazları, biyomekanik dengesizlikler gibi topuk ve ayak kemeri ağrısının nedenlerini düzeltebilir. Bazı durumlarda ise bölgedeki iltihabı hafifletmek için topuğa enjeksiyonlar yapılabilir.
İnsanların yüzde 90'ından fazlası cerrahi olmayan tedavilerle iyileşir. Konservatif tedavi 9 ila 12 aylık bir sürenin ardından topuk dikeni semptomlarını tedavi edemezse, ağrıyı gidermek ve hareketliliği yeniden sağlamak için ameliyat gerekebilir.
Cerrahi teknikler şunları içerir:
Ameliyat kararı alınan hastalara ameliyat öncesi yapılan test ve tahliller gibi ameliyat sonrasındaki süreç hakkında da bilgi verilir. Hastanın ameliyat sonrası verilen tavsiyelere uyumu, tedavi başarısını ciddi oranda etkilemektedir. Bazı durumlarda hastaların ameliyattan sonra bandaj, atel, alçı, ameliyat ayakkabısı, koltuk değneği veya baston kullanması gerekebilir.
Topuk ameliyatının olası komplikasyonları arasında sinir ağrısı, tekrarlayan topuk ağrısı, topuk çevresinde kalıcı uyuşma, enfeksiyon ve yara izi bulunur. Ayrıca plantar fasya gevşetme ile birlikte instabilite, ayak krampları, stres kırığı ve tendinit riski vardır.
Darbe emici tabanlı ark destekleyici ve/veya topuk dolgulu, ayağa tam oturan ayakkabılar tercih edilerek topuk dikenleri önlenebilir. Her fiziksel aktivite için uygun ayakkabı seçimi gibi, her aktiviteden önce ısınma ve esneme egzersizleri yapmak da topuk dikeni sorunlarını önlemede yararlıdır. Ayrıca fazla kilolu kişilerde, kilo vermek de topuk dikenlerini ve oluşturabileceği sorunları önlemede oldukça faydalıdır.