TAVI, “Transcatheter Aortic Valve Implantation”ın kısaltılmışıdır. “Kesisiz” veya “Kansız” olarak halk arasında nitelenen türden, ameliyatsız şekilde kalp ile aortayı birleştiren kapakçığın (Aort kapak) değişimi işlemine verilen isimdir. Kalpte ciddi aort kapak darlığı olan insanların açık kalp ameliyatı ile tedavi edilmeleri yüksek riskli ise, uygulanması önerilen bir girişimdir.
TAVI koroner anjiografi laboratuarı da denen katater salonunda uygulanır. İşlem öncesi yapılması zorunlu bazı hazırlıklar vardır. Bunlardan birincisi koroner anjiografi ile kalp damarlarının görüntülenmesi işlemi, ikincisi de BT anjiografi ile vücudun damar sisteminin aydınlatılmasıdır. İşlemi yapacak olan kardiyolog işlemin yapılacağı damarı buna göre seçecektir. Kasıktan: Aort kapağı anjiyografi uygulamalarında olduğu gibi kasıktan kateter yardımı ile kalbe kadar ilerletilip burada stent mekanizması açılarak yerleştirilir.
İşlem, hasta uyutulmadan lokal anestezi altında yapılabilir. Ameliyat (işlem) sonrası hastanede kalış süreleri ortalama 2 gün gibi oldukça kısadır. Hastalar çok çabuk mobilize olur ve normal yaşantılarına 1 hafta gibi bir sürede dönebilirler.
TAVI yöntemi öncelikle, kapak takılması için açık ameliyatı kaldıramayacak kadar yüksek riskli olan hastalar için öneriliyor. Bu soru halk arasında sürekli endişe duyulan en önemli sorudur! Hastamız bu işlemi kaldırabilecek mi? Bu işlem cerrahi olarak “açık kalp ameliyatını kaldıramayacak” hastaların alabileceği tedavi şeklidir. Bu konuda özellikle çok yaşlı, akciğer, karaciğer veya böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalar ya da daha önceden başka açık kalp ameliyatı geçirmiş olan hastalar, açık ameliyat için yüksek riskli olarak kabul ediliyor ve TAVI yöntemi bu hasta grubuna da uygulanabiliyor. Peki faydası var mıdır? Açık ameliyatın uygun olmadığı bu hastalarda da yasam süresinin uzatılması ve hastanın klinik durumunun iyileştirilmesi konularında etkili olduğu biliniyor.
Kapalı olarak yapılan bu yöntem sırasında, işlemin yapıldığı atar damarın yaralanması veya kan sızması gibi damarsal sorunlar, geçici inme yaratan iskemik hastalıklar, kapağın düzgün yerleştirilememesine bağlı gelişen kapak kaçağı sorunları, kalbin ileti sisteminin müdahale edilen bölgeye yakınlığı nedeniyle bozulması ve kalıcı pil ihtiyacının gelişebilmesidir. Ancak bu durumların neredeyse hepsi açık cerrahi işlemde daha çok görülmektedir.
Bu işlemin başarı şansı oldukça yüksektir. Her ne kadar, cerrahi olursa riski yüksek olan hasta grubuna yapılsada, kasıktan yapılan kapalı işlemin başarı şansı %100’e yakındır. Bu işlemin hayatımıza girmesiyle, bir dönem ileri yaşa erişmiş cerrahi olamayacak hastalarımıza sağlayamadığımız tedaviyi sağlayabiliyor hale gelmiş bulunmaktayız.