Yaşlılık, insan yaşamının ileri dönemleri için kullanılan bir terimdir. İnsanlar yıllar içinde yaş alırlar, kesin bir yaş sınırı olmamakla birlikte 65 ve üzeri yaşlar için yaşlılık terimi kullanılır.
65-74 yaşlar için “genç yaşlı” (youngest-old), 75-84 yaşlar için “orta yaşlı” (middle-old), 85 ve üzeri yaşlar için de “ileri yaşlı” (oldest-old) terimleri kullanılmaya başlanmıştır.
Türkiye’de 2024 yılı itibarıyla 65 yaş üstü nüfus 10 milyona yaklaşmıştır. Dolayısıyla ilerleyen yaşla birlikte gelen sorunları bilip süreci yönetmek oldukça önemlidir.
Bakım evlerinde yapılan çalışmalarda hipertansiyon, osteoartroz ve kalp hastalıklarının tüm kronik hastalıkların %60’ını oluşturduğu ve yaşlılarda ölüm sebebinin %80’inin kardiyovasküler hastalıklar, kanser ve stroke (inme) olduğu görülmüştür.
Başarılı yaşlanma kavramındaki ana odak, yaşam süresi boyunca sağlıklı, kaliteli ve işlevsel yılların nasıl genişletileceği ve sürdürüleceğidir. Sağlıklı olmak, sadece hastalık olmaması demek değildir. Bireyin bedensel, sosyal ve ruhsal açıdan tam bir iyilik halinde olması demektir.
“Sağlıklı olmak” başlığı altında hem kişilerin uyması gereken kısımlar hem de sağlık personeline düşen önemli görevler vardır.
Kişisel Yaşam Becerileri:
Kişisel Sağlıklı Yaşam Davranışları:
Hekimlere düşen kısım; hastayı bir bütün olarak değerlendirmek, hastalıkların tespiti, kişiye uygun tedavinin düzenlenmesi, doğru ilaç kullanımının sağlanması, tedavilerin gözden geçirilerek hastayı gereksiz ilaç yükünden kurtarmak ve yaşam kalitesini artıracak öneriler sunmaktır.
Sağlık taramalarında 65 yaş üstü bireylerde öncelikle hipertansiyon taraması, lipid profili, diyabet ve kanser taramaları gözden kaçırılmamalıdır.
İnsan ömrü her geçen sene biraz daha uzuyor. Ancak bu sağlıklı yaşam becerilerine uyabilen kişiler kaliteli ve işlevsel bir yaşam sürebiliyor. Dolayısıyla ömrü uzatmak güzel, ancak kaliteli ve bağımsız bir şekilde ömrü devam ettirebilmek de o derece önemlidir.