Bölüm Sekreterliği: 0216 554 15 00 | Dahili: 1024 - 1026
Göğüs cerrahisi, göğüs bölgesindeki hastalıkların ve yaralanmaların cerrahi tedavisiyle ilgilenen bir cerrahi uzmanlık dalıdır. Göğüs cerrahları, göğüs duvarı, göğüs boşluğu, akciğerler, yemek borusu, trakea ve diyafram gibi göğüs bölgesindeki hastalıklara hem açık cerrahi hem de minimal invaziv cerrahi teknikleri kullanarak müdahale edebilen uzmanlardır.
Göğüs cerrahları, kanser, enfeksiyonlar, travmalar ve doğuştan gelen anomaliler gibi birçok hastalığın teşhis, tedavi, takip ve cerrahisinde uzmanlaşmış hekimlerdir.
Göğüs cerrahisi, göğüs bölgesindeki hastalıkların teşhis ve tedavisi için bir dizi farklı tanısal test ve tetkikler kullanır. Bu tetkiklerin bazıları şunlardır:
Göğüs kafesi, akciğerler, kalp ve diğer göğüs içi organların durumunu değerlendirmek için kullanılan, yüksek enerjili elektromanyetik ışınlarını kullanarak yapılan bir görüntüleme tekniğidir. Röntgen, kemik kırıkları, akciğer enfeksiyonları, kanser taramaları, kalp ve akciğer hastalıkları gibi birçok hastalığın teşhis ve takibinde kullanılan yaygın bir görüntülenme yöntemidir.
Göğüs BT'si, röntgen ışınları kullanarak detaylı 3D görüntüler elde etmek için kullanılır. Göğüs tümörlerinin boyutunu, yerini ve diğer özelliklerini belirlemek için sıklıkla kullanılır.
Göğüs MR'ı, manyetik alanlar ve radyo dalgaları kullanarak detaylı görüntüler elde etmek için kullanılır. Göğüs içi organların durumunu değerlendirmek, tümörlerin yayılma derecesini belirlemek ve diğer hastalıkların teşhisinde yardımcı olabilir.
Şüpheli bölgeden doku, sıvı veya hürce örnekleri alınarak mikroskobik incelenmenin sağlandığı bir tanı yöntemidir.
Bronkoskopi, bir tür endoskopi işlemidir ve solunum yolları ve akciğerlerin iç kısımlarının incelenmesine yardımcı olmak için kullanılır. Bu işlem sırasında, esnek bir tüp olan bronkoskop, genellikle ağızdan veya burundan solunum yollarına sokulur ve akciğerlerin iç kısımlarına ulaşmak için ilerletilir. Bronkoskop, küçük bir kamera ve ışık kaynağına sahip olduğundan, doktorlar solunum yolu ve akciğerlerdeki sorunları tespit etmek, biyopsi almak veya tedavi uygulamak için kullanabilirler. Bronkoskopi işlemi genellikle lokal anestezi altında yapılır ve bazı durumlarda sedasyon veya genel anestezi de gerekebilir.
Endobronşiyal Ultrasonografi (EBUS), solunum yollarının içerisinde bulunan lenf nodları ve çevre dokuların incelenmesi için kullanılan bir tıbbi görüntüleme yöntemidir. Bu yöntem, bronkoskopun ucuna yerleştirilen bir ultrason probu sayesinde gerçekleştirilir.
EBUS, özellikle akciğer kanseri teşhisi ve evrelendirilmesi gibi amaçlarla kullanılır. Bronkoskopi sırasında ultrason probu, bronş duvarının içindeki lenf nodlarına ulaşır ve bu nodların boyutunu, şeklini ve dokusunu görüntüler. Bu sayede, kanserin lenf nodlarına yayılıp yayılmadığı veya başka bir hastalığın varlığı gibi sorulara yanıt bulunabilir.
EBUS ayrıca, biyopsi alınması gereken dokulardan örneklerin alınmasında da kullanılır. Ultrason probu, hedef dokuya yakınlaştırılarak bir iğne ile dokudan örnek alınabilir. Bu sayede, biyopsi işlemi daha doğru ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilebilir.
Akciğer kanseri tedavisinde ilk seçenek cerrahidir. Artık günümüzde minimal invaziv cerrahi dediğimiz kapalı (endoskopik) ameliyatlar uygulanmaktadır.
Pnömotoraks, plevral aralıkta hava birikmesi ve bunun sonucunda akciğerlerde kollaps ve (çökme) meydana gelmesidir.
Akciğerde yerleşen çapı 3cm’den küçük olan geçirilmiş enfeksiyon sonrası kalan bir sekel, iyi huylu bir akciğer tümörü veya akciğer kanseri ya da başka bir organ kanserinin akciğere yayılması ile ortaya çıkan lezyonlardır. Halk arasında “akciğerde leke” şeklinde de tanımlanırlar.
Yemek borusu kanseri yöresel beslenme alışkanlıklarına göre coğrafi dağılım farkı en yüksek olan kanserlerden birisidir. Farklı bölgelerde yemek borusu kanseri sıklığı artış göstermektedir. İçinde ülkemizin (özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi) de yer aldığı Orta Doğu’da ve Uzak Doğu’da yüksek sıklıklar bildirilmektedir. Beslenme ve sosyal bazı alışkanlıkların yemek borusu kanseri riskini arttırdığı bilinmektedir.
Kaburgaların kıkırdak kısımlarında doğumsal bozukluk sonucu göğüs kemiği öne doğru çıkabilir (güvercin göğsü – pectuscarinatum) veya içe doğru çökebilir (pectusexcavatum – kunduracı göğsü). Çocuklar büyüdükçe bu durum daha da belirgin hale gelir (Resim 2). Genellikle organik bir bozukluk yaratmaz. Ancak, psikolojik olarak çocuğun gelişiminde zararı olabilir.
Akciğer metastazlarının tedavisinde cerrahi her zaman ilk seçenek olmalıdır, çünkü metastatik kitlelerin tamamen çıkarılması ve geride metastatik kitle kalmaması çoğu kez tam kür sağlamaktadır.
Göğüs boşluğu içerisinde önde göğüs kemiğinin arka yüzü, arkada omurgalar, yanlarda akciğerler ile sınırlanan bölgedir.
Akciğer ya da akciğer dışı hastalıkların plevrayı etkilemeleri ile ortaya çıkan en sık durum plevrada sıvı birikimi, yani plevral efüzyondur.
Akciğer zarının (plevra) kötü huylu tümörleridir. Genellikle asbestve erionit denilen maddelere uzun yıllar maruz kalmış olan kişilerde ortaya çıkar.
Bronşektazi; bronşların duvarında oluşan hasar sonrasında bronşların kalıcı olarak genişlemesidir.
Amfizem, akciğer dokusunun, ileri hava yollarının anormal ve kalıcı genişlemesi ile ortaya çıkan, kronik hava yolu hastalığıdır.
E.Granulosus denilen bir parazit tarafından vücudun çeşitli organlarında oluşturulan kistlerin görüldüğü bir hastalıktır.
Diyaframda, fıtıklaşma, felç (paralizi), yükselme (elevasyon), travmaya bağlı yırtılma veya tümör ortaya çıktığında ameliyat ile tedavi edilmesi gerekebilir.
Torasik Outlet Sendromu fizik muayene bulgularının yanı sıra, tomografi ve MR gibi filmler ve EMG gibi sinir ileti hızlarının ölçümleri ile teşhis edilir.
Terleme, vücudun normal sıcaklığını ayarlamak için uyguladığı bir mekanizmadır.
Yemek borusu ağızdan başlayıp midede sonlanan kastan yapılmış özel bir tüptür. Görevi yutulan gıda ve içecekleri mideye ulaştırmaktır. Günümüzdeki birçok kanser türü gibi yemek borusu kanseri de çevresel etkenlerle yakından ilişkilidir. Bunların başında sigara içmek yer alır. Bu özellikle yanında alkol alınması yemek borusu kanser riskini artırmaktadır.
Trakeobronşiyal stenoz, hava yollarının daralması ve hava akışının azalması ile karakterize bir durumdur. Bu, bir çok nedenden dolayı olabilir. Trakea ve bronşlar astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), alerjik reaksiyonlar, enfeksiyonlar ve akciğer kanseri gibi birçok nedenden dolayı daralabilir. Trakea ve bronşların daralması nefes almada güçlük, öksürme, hırıltı, göğüste sıkışma ve nefes darlığı gibi semptomlara neden olabilir. Tedavi, darlığın nedenine ve semptomların şiddetine bağlı olarak değişebilir.