Koroner arter hastalığı kalbi besleyen koroner arter adı verilen damarlardaki daralmalara, tıkanıklıklara verilen addır. Ritim bozukluğu, kalp yetersizliği, felç ve ölüm ile sonuçlanabilen bir hastalıktır. Kalbi besleyen üç ana damar ve bunların yan dallarında tıkayıcı hastalık meydana gelebilir.
Koroner anjiyografi (KAG) kalbi besleyen damarların anatomik görüntülenmesini ve varsa tıkanıklık derecesinin saptanmasını sağlayan tanısal bir testtir. Lokal anestezi altında kasık veya bilek atardamarlarından yapılabilir. Test sırasında hastaya özgü riskler hekim tarafından hasta ile paylaşılır. Tıkayıcı hastalık varlığında koroner damarları açmak için uygulanan balon/stent işlemlerine "perkutan koroner girişim" denir.
Sol ana koroner arter ve sol ön inen arter kalp kasının %75 veya daha fazlasına kan akımı sağlar. Günümüzde, bu bölgedeki darlıklar için çoğunlukla kalp cerrahisi uygulanmaktadır. Ancak stentleme tekniklerindeki ilerlemeler ve ilaç kaplı stentlerin geliştirilmesi, yeni çalışmalarda seçili hasta gruplarında, deneyimli merkezlerde stentleme işleminin düşük riskle gerçekleştirilebileceğine işaret etmiş ve tekniğin cerrahiye alternatif olabileceği göstermiştir. Sonuçları oldukça yüz güldürücü olan bu işlem merkezimizde başarı ile uygulanmakta olup hastalar işlemden 1-2 gün sonra taburcu olabilmektedir.
Koroner arterlerdeki darlık ileri derecede kireçli, uzun, kıvrımlı ise; darlık koroner arterlerin hemen başlangıç bölgesinde ise; koroner artere daha önceden balon/stent işlemi yapılmış ve yeniden tıkanmış ise; tıkanıklığın uzun süredir mevcut olduğu düşünülüyorsa uygulanacak olan balon/stent işlemi ile yeterli açıklık sağlanamayabilir. Bu durumlarda ‘’Rotasyonel Aterektomi’’ adı verilen ucu yüksek hızda dönen (dakikada 180bin devir) elmas kaplı özel bir cihaz ile kireçli plaklar parçalanarak damar içyapısı genişletilir, damar açıklığı sağlanır. Merkezimizde başarı ile uygulanan bu işlem sonrası yerleştirilen stentin, takiplerde yeniden tıkanma olasılığının daha düşük olduğu bilinmektedir.
Koroner anjiyografi ile koroner arterlerdeki darlıkların fonksiyonel olarak anlamlı olup olmadığının görsel yorumlanması özellikle orta dereceli darlıklar için kısıtlılık içermektedir. FFR, darlık ardındaki ve önündeki basınçların çok ince, üzerinde mikro algaç yerleştirilmiş basınçölçer özel teller kullanılarak, uygulanan bazı ilaçlar sonrasında hesaplanan oranı olarak tanımlanır. Bu oranın belirli bir değerin altında olması darlığın klinik olarak anlamlı olduğunu, yani darlığın kalpte beslenme bozukluğuna neden olduğunu gösterir. Anjiyografi laboratuvarı içinde kolayca uygulanabilen FFR ölçümü yöntemi ile lezyonun önemliliğine ve girişimsel işlemin gerekip gerekmediğine hemen karar verilebilir.