Gözün ağrı ve görme azlığı olmadan kızarması, sulanması ve çapaklanması genellikle konjonktiva tahrişi veya göz yaşı boşaltım kanalının darlığı veya kapalı olması sonucunda ortaya çıkar.
Göz küresini ve/veya kapakları kaplayan konjonktiva ödemli ve hiperemiktir. Bazı olgularda kapak ödemi veya kornea tutulumu da tabloya eşlik edebilir. Sulu, mukoid veya pürülan çapaklanma tipiktir. Konjonktivitler enfeksiyöz, allerjik veya kimyasal olarak sınıflandırılabilir.
Genellikle yaşamın ilk bir ayında görülür. Hiperemi, kapaklarda hafif şişlik ve akıntı ile karakterizedir. Yenidoğan döneminde karşımıza çıkan konjonktivitlerin en sık nedenleri ortaya çıkış sırasına göre; kimyasal iritanlar, bakteriler, klamidya ve daha nadir olarak herpes simpleks virüsüdür. Yenidoğan konjonktivitinin tedavisi acilen yapılmalıdır.
En sık enfeksiyöz konjonktivit nedeni viral olup, adenovirüsler en yaygın rastlanandır. Viral konjonktivitler genellikle göz ve el teması sonucunda çok hızlı bir şekilde yayılır. Klinik, bireyin direnci ve mikroorganizmanın virulansı ile çok değişiklik gösterir. Hafif bir kızarıklıktan kapakları açamayacak kadar yoğun ödem ve ağrılı immünolojik kornea reaksiyonu ortaya çıkabilir.
En önemli belirti kaşıntıdır. Akut ve kronik seyirli olabilir.
Yeni doğan çocukların yaklaşık %6’sında ortaya çıkan nazolakrimal sistem tıkanıklığının büyük kısmı ilk bir yaş içinde kendiliğinden düzelir. Hastanın temel semptomu doğumu takiben veya birkaç hafta içinde ortaya çıkan drenaj azlığı nedeniyle gözde sulanma yani epifora ve zaman zaman görülen çapaklanmadır.
Kese içindeki basıncı artırarak tıkanıklığın aşılması ve biriken sekresyonun boşaltılarak mikroorganizmaların yerleşmesini önlemek amacıyla lakrimal kese bölgesine masaj yapmak gerekir. Kontaminasyonu önlemek için biriken sekresyonun temiz su ile temizlenmesi önerilir. Bakteriyel enfeksiyon belirtisi olan sarı-yeşil çapaklanma görüldüğü taktirde antibiyotikli damla veya pomadlar kullanılabilir.
İyileşme olmadığı taktirde 6-24 ayda, ideal olarak 12 ayda, bir göz hekimi tarafından nazolakrimal sistemin metal sonda yardımıyla açılması önerilmelidir. Bu işlemin başarısız kaldığı nadir durumlarda aynı işlem bir kez daha tekrarlanabilir. Tıkanıklığı kanalikül seviyesinde olan veya iki yaşın üzerindeki çocuklarda nazolakrimal kanal sistemine silikon tüp takılması ve bu tüpün yaklaşık olarak 2-6 ay süreyle yerinde bırakılması gerekir.
Silikon tüp uygulaması ile lakrimal drenaj sisteminin balon kateterizasyonu benzer başarı düzeyine sahiptir. Lakrimal kemiğin kırıldığı dakriyosistorinostomi ameliyatının yüz kemikleri gelişimi tamamlandıktan sonra yapılması tercih edilir.