Koronavirüs hastalığı 2019 (COVID-19), ilk olarak Çin'de tespit edilen yeni bir koronavirüs olan SARS-CoV-2'nin neden olduğu bir hastalıktır. COVID-19, dünyada potansiyel bir koronavirüs pandemisi biçiminde büyük bir halk sağlığı acil durumu olarak karşımızda durmaktadır.
COVID-19'un semptomları, kanser hastalarında genel popülasyonla aynıdır. Kansere bağlı bağışıklığın baskılı olması, kanser tedavilerine bağlı hastalarda ateşin ortaya çıkması baskılanabilir.
Yaygın Semptomlar Şunları İçerir:
Onkoloji polikliniklerinde tedavi gören 1100'den fazla hastayla yapılan yakın tarihli bir çalışma, SARS-CoV-2 için pozitif çıkan hastaların büyük çoğunluğunun herhangi bir semptom göstermeyebildiğini bildirmiştir.
Kanserli hastalar genellikle COVID-19'a karşı özellikle savunmasız olarak kabul edilmekle birlikte, virüsü kapmış kanserli hastaların klinik özellikleri tam olarak bilinmemektedir.
Dış merkezli bir çalışmada kanser teşhisi olan ve COVID-19 enfeksiyonu teşhisi konan 28 hasta bildirilmiş , bu sayının da o bölgedeki COVID-19 hastalarının % 2,2'si oluşturduğu ifade edilmiş. Kanser ve COVID-19 hastalarının % 54'ünde şiddetli COVID-19 hastalığının geliştiği görülürken, oksijen ihtiyacı % 79 ve mekanik ventilasyon (solunum cihazına bağlanma) ihtiyacının % 36’ı hastada geliştiği gözlemlenmiş . COVID-19 tanısından ciddi bir olaya kadar geçen ortalama süre 7 gün olan 15 hastanın olduğu ifade edilirken, bu süre işin ciddiyetini göstermek için oldukça anlamlı gözükmekte. Sonuçlarda COVID-19 nedeniyle ortanca hastanede kalış süresinin 18.4 gün (aralık, 13-21 gün) olduğu belişrtilmiş .
Çalışmada COVID-19 ‘a bağlı vefat oranı % 29, en yaygın ölüm nedeni % 63 ile akut solunum sıkıntısı sendromu olarak tespit edilirken, diğer ölüm nedenleri arasında enfeksiyona bağlı (septik) şok, şüpheli akciğerde pıhtı gelişimi ve kalp krizi olarak gözlemlenmiş.
2020 Mart ayının sonlarında bir Onkoloji merkezinde yapılan değerlendirmede kanserli hastaların 2,3 kat daha yüksek COVID-19 riskinde olduğu sonucuna varılmıştır. 218 kanser hastası üzerinde yapılan araştırmada , kanserli hastaların, COVID-19 olan ancak kanseri olmayan kontrollere kıyasla COVID-19'dan vefat etme veya komplikasyon geliştirme riskinin önemli ölçüde daha yüksek olduğu bulunmuştur. Vefat oranının yaş ilerledikçe arttığı, ancak kanserli hastalar arasında önemli ölçüde daha yüksek olduğu ortaya konarken, ayrıca kalp hastalığı ve kronik akciğer hastalığı gibi problemlerin vefat riskini artırdığı gözlemlenmiştir.
Genel olarak, kanser hastalarında hastaneye yatış, oksijen gereksinimi, yoğun bakım ünitesi gereksinimi , entübasyon, mekanik ventilasyon (solunum cihazına bağlanma) ve vefat dahil olmak üzere yüksek komplikasyon oranları vardır.
Kansere karşı kullanılan ilaçların 14 gün içinde alınması COVID-19 risk artışına doğru eğilim göstermektedir. Dış merkezli bir çalışmada COVID-19 tanısından sonraki 12 ay içinde kanser tedavisi gören hastaların alınan tedavi türüne göre 30 günlük vefat oranı, kemoterapi, immünoterapi, kemoradyoterapi ve hedefe yönelik tedavilerde sırasıyla% 18, % 14, % 18 ve% 17 olarak bildirilmiştir. Vefat oranları kemo immünoterapi ile tedavi edilenler için en yüksek ve endokrin (hormonoterapi) tedavisi alanlar için ise en düşük olarak tespit edilmiş. Sadece immunoterapi tedavisi görenlerin COVİD-19 olayları ile ilişkili vefat olayları son 1 yıl tedavi almayanlar ile benzer olarak gözlemlenmiş.
Kanser tanısı olan hastaların bağışıklıklarının baskılı olması ve aldıkları tedaviler ile COVİD-19’a yakalanma ve ona bağlı ciddi problemler geliştirme riskinin yüksekliğini gösteren çalışmalar ve düşünceler yanında COVİD-19’un saldırganlığının bağışıklığın ortaya koyduğu birtakım moleküller(sitokinler) ile olduğu ve kanser hastalarının bağışıklıklarının baskılı olması ile virüsün hızını sınırladığı yönündeki düşüncelerde mevcut olmaktadır.
Kanser hastalarında COVİD-19’a bağlı sağlık sorunlarının kanser türü ve evresinden bağımsız olduğunu ifade eden çalışmalar yanında ileri evre hastalıkta daha fazla sağlık sorunun gelişebildiği ile ilgili çalışmalarda mevcuttur.
Bununla birlikte 1127 kanser hastasını içeren dış merkezli bir çalışmada COVİD-19 semptomları göstersin ya da göstermesin tüm hastalara yapılan test sonucu pozitif çıkan 78 hastadan sadece 2'sinde hafif semptomlar ve 1'inde pnömoni (zatüre) geliştiği gözlemlenmiş. Kalan 75 kişi (% 96,1)’de şikayet saptanmamış. Kanser hastalarının , baskılanmış bağışıklık ve bağışıklığı baskılayıcı tedavileri nedeniyle şiddetli COVID-19 formları geliştirebilirler düşüncesi büyük ölçüde hastanede yatan hastalara odaklanılmış olunmasından kaynaklanıyor görüşü de bu veriler ışığında bir düşünce sorusunu husule getirmektedir.
COVİD-19’un teşhisinde hastanın şikayetleri, temas öyküsü değerlendirilip, sürüntü ile alınan numunenin PCR ile analizi ve Akciğer tomografisi önem arzetmektedir. PCR testlerinde pozitifliğin ortaya çıkmasının zaman aldığı ve yalancı negatifliklerinde olabildiği unutulmamamlıdır.