Kireçlenme ya da artroz diz eklem kıkırdağının yıpranması sonucu eklem fonksiyonlarında bozulma olmasıdır. Sanılanın aksine bir kireç birikmesi değil, eklem kıkırdağında ve destekleyici yapılarda bir kayıp vardır. Kadınlarda görülme sıklığı daha yüksektir.
Bu hastalıkta diz içerisindeki tüm elemanlarda (özellikle menisküs ve kıkırdak) bir aşınma tablosu oluşmaktadır. Bu hastalık travma sonrası eklem kıkırdağının yaralanması neticesinde oluşabileceği gibi yaşla beraber kendiliğinden veya romatizmal hastalıklar neticesinde de ortaya çıkabilmektedir.
Aşınmış bir diz eklemi ile yaşamak hem ağrı verici hem de rahatsız edici bir durumdur. Yaşınız ne olursa olsun sosyal hayatınız sınırlayabilir ve bu sorunlar yaşla birlikte artabilir.
Ağrı: En çok oluşan ve hastayı hekime getiren ağrıdır. Ağrı başlangıçta özellikle yürüyüş sonrası ve uzun süre ayakta kalınca oluşur. Dinlenmek ve basit ağrı kesiciler ile geçer. Hastalık ilerleyince ağrının şiddeti artar; daha kolay oluşmaya başlar ve daha zor geçer. Hastaların sosyal hayatlarını etkilemeye başlar.
Dizlerde şişmeler ve şekil bozukluğu: İlerlemiş hastalarda dizlerde içe doğru eğilme ve şekil bozuklukları oluşmaya başlar.
Dizlerde ses çıkması: Kireçlenme ileri evrelere ulaştığında eklemlerden hareket sırasında sesler gelmeye başlayabilir.
Tedavide öncelikli amaç ağrıyı azaltmaktır. Gonartrozda birçok cerrahi dışı tedavi yöntemi bulunmaktadır.
Tedavide ilk adımlar; hasta bilgilendirilmesi ve eğitimi, obez ise kilo verilmesi ve egzersizlerdir.
Dizde mevcut deformitelerin tedavisi; uygun ayakkabı, ayakkabı içine kullanılacak medikal malzemeler, dizlik gibi yapılarla dizin desteklenmesi; kireçlenmenin ilerlemesini de azaltacağından uygun hastalara önerilmelidir.
Gonartrozun başlangıç evrelerinde eklemi koruyup destekleyecek çeşitli tedaviler bulunmaktadır. Glukozamin ve kondroitin preperatları bunların arasında en sık kullanılan ve klinik çalışmalarla etkinlikleri gösterilmiş olanlarıdır. Bunlar dışında kireçlenmenin ilerlemesini azaltacak, eklemi destekleyip koruyacak birçok destek medikal tedavi seçeneği bulunmakta, hastalık evresi, hastanın mevcut rahatsızlıkları ve kullandığı ilaçlar göz önünde bulundurularak hekim tarafından tedavi olarak başlanabilir. Ağrıyı kontrol altına alabilmek için çeşitli analjezik(ağrı kesici) ilaçlar, yine hekim kontrolünde uygun doz ve sürede verildiğinde hastanın günlük yaşam fonksiyonlarını iyileştirebilmektedir.
Fizik tedavi hemen her evrede ve tedaviye ek ya da tek başına uygulanabilen, semptomlarda azalma sağlamanın yanında mevcut doku hasarını da azaltan tedavi seçeneğidir. Tedavinin süresi ve uygulanacak tedavi yöntemi hekim tarafından ön değerlendirme, muayene ve gerekli olması halinde ileri tetkikler (diz filmleri, kas iskelet USG si ve MRI) ile değerlendirilerek belirlenir.
Dizde efüzyon (şişlik) varlığında, yine seçilmiş hastalarda farklı tanılar dışlanarak(iltihaplı romatizma, enfeksiyon, travma gibi) diz içi steroid enjeksiyonu yapılabilir. Eklem içi enjeksiyonlarda hyalüronik asit deriveleri ön plandadır. Hyaluronik asit visköz destek amacıyla uygulanmakta olup ağrı ve fonksiyonda belirgin iyileşme sağladığı bilinmektedir.
Trombositten zengin plazma da diz içine uygulanan ve kişinin kendi kanından elde edilen bir sıvıdır. Çeşitli durumlarda tekrarlayan enjeksiyonlar yapılabilmektedir. Trombositlerin asıl görevi, yaralanma durumlarında meydana gelen kanamayı durduran pıhtıyı oluşturmaktır. Bunun yanı sıra trombositler, dokuların onarılmasına ve iyileşmesine katkı sağlayan büyüme faktörleri içermektedir. Bu büyüme faktörleri aktive edildikleri zaman, vücudun kendi iyileşme mekanizmalarına destek olarak, hasarlı dokularda tamire yardımcı olmaktadır.
Mezenkimal kök hücre enjeksiyonu giderek yaygınlaşan, hasarlı doku onarımını sağlayan özelleşmiş hücrelerin kullanıldığı bir diğer tedavi seçeneğidir. Lokal anestezi ile hastanın karın bölgesinden alınan yağ dokusu bu iş için özel tasarlanmış bir cihaz yardımı ile işlemden geçirilerek stromalvasküler fraksiyon adı verilen mikroskopik doku parçacıkları ayrıştırılır. Kök hücrelerden zengin stromalvasküler fraksiyonun da içinde bulunduğu bu yağlı bir solüsyon diz içine enjekte edilir. Bu işlem cerrahi bir kesi içermez, enjektör yardımı ile lokal anestezi uygulanarak yapılır ve hasta aynı gün işine dönebilir.
Kök hücreden zengin stromalvasküler fraksiyonun eklem içi enjeksiyonu sonucunda;