Çarpıntı nedir?
Çarpıntı kişinin kendi kalp atışlarını rahatsız edici şekilde hissetmesidir. Genellikle çok hızlı kalp atışı şeklinde hissedilir. Bazen de düzensiz veya çok kuvvetli vuru şeklinde de olabilir.
Çarpıntı ritim bozukluğu anlamına mı gelir? Çocuklarda ritim bozukluğunun belirtileri nelerdir?
Çarpıntı çocuk kardiyoloji polikliniğine başvuran hastalarda sık rastlanan şikayetlerdendir. Ama az bir kısmı gösterilebilen veya kanıtlanabilen kalp problemlerine işaret eder. Çocuklarda çarpıntı hissi sıklıkla ciddi bir nedene bağlı değildir. Ama bu şikayet ciddi ritim bozukluklarının bir belirtisi de olabileceği için çarpıntısı olan bütün hastaların bu yönden araştırılıp incelenmesi gerekir.
Neler çarpıntıya neden olur?
Çarpıntı yakınması olan bir hasta nereye başvurmalı, nelere dikkat edilmeli?
Çarpıntı şikayeti olan her çocuğun çocuk kardiyolojisinde değerlendirilmesinde fayda vardır. Bu şikayete sahip çocukların ciddi ritim bozukluğu olup olmadığının gözden geçirilmesi gerekir. Anne-babaların çocuğu muayeneye getirmeden önce yapacakları bazı gözlemler çocuk kardiyologları için çok değerli olabilir. Muayene sırasında sıklıkla merak edilen şey çarpıntıyı başlatan bir olayolup olmadığıdır. Örneğin çarpıntı koşunca, efor sarf edince mi oluyor, yoksa durup dururken istirahatteyken mi ortaya çıkıyor?
Çarpıntı ne kadar sürüyor? Saniyeler, dakikalar içinde kısa sürede sona mı eriyor, saatlerce sürüyor mu? Bu sırada nabız sayılabiliyorsa dakikada kaç atımattığı, ritmin düzenli miyoksa düzensiz mi olduğu da çok önemli. Ayrıca çarpıntı dışında başka yakınmalar, örneğin baş dönmesi, bayılma, göğüs ağrısı gibi şikayetlerin eşlik edip etmediği, başlangıç ve bitiş şekli (ani başlayıp ani sonlanma veya yavaş başlayıp giderek artan kalp hızı hissedilmesi ve sonra yavaşlayarak normale dönme) gibi ayrıntılar da ayırt edilebilirse doktor için yönlendirici olabilir.
Çocuğu çarpıntıdan yakınan bir anne hemen nabzını yoklayarak kalbin bir dakikada kaç atım attığını sayabilir, nabzın düzenli mi düzensiz mi olduğunu belirleyebilir. Hatta uzun süren (1-2 saat devam eden) çarpıntıda en yakın sağlık kuruluşunda EKG çektirebilir. EKG, kalp ritmini gösteren kalp şerididir. Çarpıntı anının belgelenmesinde çok değerli bir kanıt teşkil eder. Çoğu zaman çarpının nasıl bir ritme eşlik ettiğini anlamak için, çarpıntı sırasında böyle bir kaydı yakalamak amacıyla birçok tetkik yapıyoruz. Seyrek görülen (örneğin ayda bir veya daha seyrek) çarpıntılarda yapılan tetkiklerde bunu yakalamak mümkün olmayabilir. Fakat elimizde çarpıntı sırasında çekilmiş bir EKG bulunursa tanısal işlemlerin çoğunu atlanabilir ve sonuca çok daha kolay ulaşılabilir.
Çarpıntısı olan hastaya nasıl tetkikler uygulanır?
Çarpıntı altta yatan bir kalp hastalığına eşlik edebilir veya tamamen yapısal olarak normal olan kalpte bulunabilir. Kalbin anatomik yapısını binanın duvarlarına benzetebiliriz. Kalbin düzenli kasılmasını sağlayan ve elektriksel uyarıları ileten hücresel yapısını ise binanın elektrik tesisatına benzetebiliriz. Bazen hem bina hem elektrik tesisatı problemli olabilir. Bazen bina sağlam olduğu halde elektrik hatlarında kısa devreler bulunabilir. Çocuklardaki ritim bozukluklarını da bu benzetmeyle açıklayabiliriz.
Bu yüzden, çarpıntısı olan hasta öncelikle kalbin yapısı açısından değerlendirilmelidir. Örneğin bazı doğuştan kalp hastalıklarında, kardiyomiyopatidenilen genetik kalp kası hastalıklarında veya doğuştan kalp hastalığı olup ameliyat olmuşkişilerde ritim bozukluğu daha sık görülür. Miyokarditde sonradan edinilmiş bir kalp kası hastalığıdır. Sıklıkla grip benzeri viral enfeksiyon sonrası gelişir. Özellikle aktif dönemde kalp kasında fonksiyon kaybı, ciddi aritmiler ortaya çıkabilir. Bu gibi durumları belirlemek için çoğunlukla ekokardiyografiyeterlidir. Ama ekosu normal olan çocuklarda az önce de bahsettiğimiz nedenlerden dolayı ritim bozukluğu ihtimali dışlanamaz.
Muayene sırasında çarpıntı önceden olmuş ve düzelmiş olabilir. Çarpıntı devam etmiyor olsa da EKGbazı ritm bozukluklarına dair ipuçları verebilir. Bunlar özellikle kalıtsal-genetik geçişli ritim bozukluklarıdır (örneğin Brugada sendromu, uzun QT sendromu). Wolff Parkinson White (WPW) sendromu sıklıkla çarpıntıya neden olan bir ritim bozukluğudur. Çarpıntı sırasında çekilmese de EKG’de tanıya yönlendirecek bulgular vardır. Bu kişilerde çarpıntının egzersizle ilişkili olma ihtimali ve bayılmanın eşlik etmesi daha sık rastlanan bir durumdur.
Ciddi aritmilerin önemli bir kısmı genetik geçişlidir. Bu nedenle yakın akrabalar arasında ciddi ritim bozukluğu olanlar veya genç yaşta ani ölüm öyküsü olanlar varsa bu kişiler aritmiler açısından daha dikkatli ve ayrıntılı incelenmelidir.
Egzersizle ortaya çıkan çarpıntıda efor testiyapılabilir. Hasta koşu bandı üzerinde belli bir egzersiz protokolüne göre hareket eder. Bu sırada EKG kayıtları alınır, tansiyon ölçümleri yapılır. Egzersiz sırasında anormal ritmin tetiklenip tetiklenmediğine bakılır.
Sık yakınması olanlarda çarpıntı anını yakalamak için Holterkaydı yapılabilir. Hastanın 24 saat boyunca üzerinde taşıdığı küçük bir cihaz gün boyunca bütün kalp atışlarını kaydeder, bunlar daha sonra bilgisayar ortamında incelenir, ritim bozukluğu araştırılır. Seyrek olan ama (örneğin bayılma gibi) ciddi şikayetlerle beraber olan çarpıntılar için daha uzun kayıt yapan olay kaydediciler kullanılabilir. Hasta bu cihazı üzerinde taşıyıp şikayet anında kaydı aktive edebilir. Bu cihazlar yaklaşık 15-30 günlük kayıt alabilir. Bunun dışında cilt altına küçük bir operasyonla yerleştirilip aylar boyunca kayıt alabilen cihazlar da vardır. Burada amaç şikayet anındaki ritmi belgeleyerek şikayetin ritim bozukluğuna bağlı olup olmadığını belirlemek veya kanıtlamaktır.
Bazen bütün bu yöntemlerle çarpıntı anı EKG’de gösterilemez. Bu durumda da kateter laboratuvarında kalbin içinden elektriksel uyarılar yapılarak çarpıntı oluşturulmaya ve o sıradaki elektriksel özellikler incelenmeye çalışılır. Buna elektrofizyolojik çalışmadiyoruz. Elektrofizyolojik çalışma ciddi ritim bozuklukları düşünülen hastalarda kullanılan ve özel merkezlerde yapılan bir tanı yöntemidir.
Çarpıntılar nasıl tedavi edilir?
Her türlü çarpıntı hissini aritmi ilaçlarıyla tedavi etmiyoruz. Çarpıntı sırasında normal ritim olduğunu görmüşsek; hastada çarpıntıya neden olanın heyecan, kaygı, endişe gibi durumlar olduğunu düşünüyorsak buna yönelik yaklaşımlar önerebiliriz. Çarpıntının nedeni başka sistemik hastalıklar veya kullanılan ilaç ise, altta yatan tiroid bozukluğu, kansızlık gibi durumları tedavi ederek, çarpıntıya neden olan ilacı azaltarak veya keserek de bir yaklaşımımız olabilir.
Bazen de çarpıntı yakınması olmadan çekilen bir EKG’de veya hastanın kalbini dinlerken bir ritim bozukluğu belirleyebiliriz. Belirti vermeyen bu ritim bozukluklarının büyük bir kısmı iyi huylu olabilir. Bir ritim bozukluğu eğer ciddi bir şikayete neden olmuyorsa (uzun süreli çarpıntı, bayılma v.b), gün içinde aritmi yoğunluğu fazla değil ve seyrekse, kalp yapısı ve fonksiyonları normalse, efor sırasında kalp hızlandığında aritmi normal ritimle baskılanıyor veya kayboluyorsa bunun iyi huylu olduğunu düşünülür, tedavi verilmeksizin takibe alınır. Takipte bu bulgulardan herhangi birinde değişiklik olursa tedavi seçenekleri değerlendirilir. Diğer taraftan ritim bozukluğu kalp fonksiyonlarını sürekli veya geçici olarak bozuyorsa, uzun süreli çarpıntıya veya bayılmaya neden oluyorsa, altta yatan yapısal bir kalp hastalığı ile birlikteyse sıklıkla aritmiye yönelik tedavi gerekir.
Özellikle kalıtsal geçişli ritim bozuklukları hayatı tehdit eden önemli ritim bozuklukları olabilir. Bu nedenle tedavileri çok önemlidir. Bu gibi durumlarda şikayeti olmayan aile bireylerinin de aritmi açısından taranması, çarpıntı yapmasa da benzer hastalığa sahip olanların belirlenmesi, gerekirse erken tedaviye başlanması veya yakın takibe alınması gerekebilir.
Aritmileri tedavi ederken öncelikle ilaç verip aritmi odağını baskılamaya çalışırız. Bu şekilde birçok ritim bozukluğu kolaylıkla kontrol altına alınabilir. Daha dirençli olan aritmilerde birden fazla ilacı aynı anda kullanmak gerekebilir. İlaç tedavisi aritmiyi kontrol altına almada yetersiz kalırsa, aritminin belirlenip ortadan kaldırılması için elektrofizyolojik çalışma yapılır. Odak belirlendikten sonra radyofrekans dalgası ile yakılarak veya dondurularak odak ortadan kaldırılmaya çalışılabilir (bu işleme ablasyondenir).
Durmaksızın devam eden, kalp fonksiyonunu bozan, hayatı tehdit eden ciddi aritmilerde hastanın yatırılıp damardan ilaç verilmesi, elektriksel şok uygulanarak normal ritme döndürülmesi gerekebilir. Kalıtsal aritmilerde ICD denilen defibrilatör cihazının hastanın kalbine yerleştirilmesi gerekebilir. Bu cihaz hayatı tehdit eden aritmiler oluştuğunda otomatik şok vererek sonlandırılmasını sağlamak amacıyla takılır.
Çarpıntı genellikle hızlı kalp atışını ifade eder. Ama bazen aksine yavaş kalp atışlarında bu şikayet olabilir. Kalbin olması gerekenden yavaş çalışması da problem yaratır ve fonksiyonlarını bozar. Bu duruma yol açan bazı durumlarda hastaya kalp pili takılması gerekebilir.
Ritim bozukluğu olan veya kalp pili takılan hastalar spor yapabilir mi?
Ritim bozukluğu saptanan kişiler orta-ağır yoğunlukta sportif faaliyetlerden özellikle de müsabakalardan uzak durmalıdır. Düşük yoğunluklu ve müsabaka içermeyen sporlarla ilgilenebilirler (örneğin bowling, bilardo, golf v.b). Düşük kalp hızı nedeniyle pil takıldıktan sonra hastanın kalp fonksiyonları normalse, egzersiz testinde istenilen kalp hızına ulaşılabiliyorsa çarpışma tehlikesi olan sporlardan uzak durma koşuluyla hasta spor yapabilir.
Ancak kalp pili ile ICD cihazını birbirinden ayırt etmek gerekir. Ciddi ritim bozuklukları için takılan “ICD” cihazı veya beraberinde başlanan ilaç tedavisi bahsedilen bu aritmileri ortadan kaldırmaz. Bu nedenle ICD takıldıktan sonra da hasta müsabakalı, orta ve yoğun spor aktivitelerinden kaçınmalıdır.