Gece gölgesi sebzeleri, Solanaceae (solanin) familyasına ait çiçekli bitkilerin yenilebilir kısımlarıdır ve bu sebzeler az miktarda alkaloid içerirler. Alkaloidler, gece gölgesi sebzelerinin yapraklarında ve gövdelerinde bulunan nitrojen içeren maddelerdir. Genellikle çok acıdırlar ve doğal bir böcek kovucu işlevi görürler.
Gece gölgesi sebzeleri ailesi 2000'den fazla bitki çeşidini içerir ve yüzlerce yıldır birçok toplumun temel gıdasını oluşturur. Ancak bunların çok azı aslında yemek olarak yenir. Güzelavrat otu gibi bazıları zehirlidir.
En sık tüketilen gece gölgesi sebzelerinden bazıları şunlardır:
Bu sebzelerden, kırmızı biber, ezilmiş kırmızı biber, acı toz ve kırmızı biber de dahil olmak üzere birçok bitki ve baharat da elde edilir. Ketçap, soslar ve diğer farklı çeşnilerde gece gölgesi sebzelerini içerir. Ancak farklı olarak karabiber ve beyaz biber, gece gölgesi ailesinden olmayan karabiberlerden elde edilir.
Gece gölgesi sebzeleri zengin bir besin kaynağı olmasına rağmen, bu sebzelerde bulunan zararlı maddelerin chron, ülseratif kolit gibi inflamatuar bağırsak hastalıklarını (İBS) ve diğer otoimmün hastalıkları arttırabileceği söylenmektedir. Özellikle, bir gece gölgesi bitkisi olan tütünde bulunan kimyasallar kansere neden olabilir.
IBS'li kişilerde, bağırsağın koruyucu astarı düzgün çalışmaz, bakterilerin ve diğer zararlı maddelerin kan dolaşımına girmesi daha kolay olur. Bu olduğunda, vücudun bağışıklık sistemi zararlı maddelere saldırır ve bağırsakta daha fazla inflamasyona ağrı, ishal ve emilim bozukluğu gibi birçok olumsuz gastrointestinal semptomlara yol açar.
Bununla ilgili araştırmalar sınırlı olmakla birlikte, hayvanlarda yapılan birkaç çalışma, gece gölgesi sebzelerine bulunan alkaloidlerin IBS'li kişilerin bağırsak astarını daha da kötüleştirebileceğini göstermektedir.
IBS'li fareler üzerinde yapılan iki ayrı çalışmada, patateslerdeki alkaloidlerin bağırsak geçirgenliğini olumsuz etkilediği ve bağırsak iltihabını artırdığı bulunmuştur. Ek olarak, farklı bir çalışmada domateslerde lektin ve biberlerde kapsaisin adı verilen kimyasalların da bağırsak geçirgenliğini artırabileceği söylenmektedir. Bununla birlikte, artan bağırsak geçirgenliği veya sızdıran bağırsak ile çölyak hastalığı, multipl skleroz ve romatoid artrit gibi otoimmün durumlar arasında bir bağlantı olabileceği için diğer otoimmün rahatsızlığı olan kişilerin de gece gölgesi sebzelerini dikkatli tüketmesi önerilmektedir. Nadir durumlarda, gece gölgesi hassasiyetlerine ek olarak, bazı kişilerin belirli gece gölgesi sebzelerine alerjisi vardır. Alerji belirtileri değişiklik gösterir ancak deri döküntüleri, kurdeşen, boğazda kaşıntı, şişme ve nefes almada zorluk gibi kendini gösterebilir.
IBS’si, otoimmün hastalığı, alerjileri olan kişilerde gece gölgesi sebzelerini ortadan kaldırmak veya azaltmak fayda sağlayabilir ancak burada unutulmaması gereken gece gölgesi sebzelerinin doğrudan inflamasyona neden olmadığı zaten var olan olan inflamasyonu artırabileceğidir.
Gece gölgesi sebzelerinin sizin için kötü olup olmadığını anlamak için bu besinleri birkaç hafta boyunca diyetinizden çıkarıp ardından, onları yeniden vücudunuza tanıtarak nasıl hissettiğinizi gözlemleyebilirsiniz. Yeniden uygulamaya başladıktan sonra kendinizi daha kötü hissediyorsanız, gece gölgesi sebzelerine karşı hassasiyetiniz olabilir. Sağlıklıysanız ve gece gölgesi sebzelerine karşı olumsuz reaksiyonlarınız yoksa, onlardan kaçınmanız için hiçbir neden yoktur. Kendinizi kötü hissettiren veya sahip olduğunuz koşulları kötüleştiren yiyecekleri tüketmemelisiniz. Bu tarz eliminasyon diyetlerini fonksiyonel tıp diyetisyeni eşliğinde yapmak çok daha etkili ve faydalı olacaktır. Doğru yapılan eliminasyon diyetlerinden sonra bu gıdalara karşı olan intolaranslar azalabilmektedir.
Bu besinler hücreleri strese bağlı hasarlardan koruyan antioksidanlar içerdikleri için sağlığınız için faydalıdır. Örneğin patlıcana mor rengini veren antioksidan olan antosiyanin kanser, diyabet ve enfeksiyon geliştirme riskini azaltabilir.
Domateslerde bulunan antioksidan likopen, bazı kanser türleri ve kalp hastalığı riskini azaltabilir.
Ayrıca A Vitamini ve C Vitamini gibi sağlığa katkıda bulunan vitaminler ve mineraller içerirler. Örneğin bir dolmalık biber yemek size günlük C Vitamini ihtiyacınızı karşılamanıza yardımcı olur.
Özetle; Gece gölgesi sebzeleri; vitamin, mineral, lif ve antioksidan içeriği ile bir dizi sağlık yararı sağlayabilen, besleyici yoğun gıdalardır.
Bu sebzelerdeki yüksek alkaloid içeriğinden endişe duyuyorsanız ancak yine de bunları beslenmenize dahil etmek ve yararlanmak istiyorsanız, deneyebileceğiniz birkaç şey var:
Patatesler yeşile döndüğünde içlerinde daha fazla alkaloid bulunur ve tadı daha acıdır. Bu nedenle genellikle yeşil ve/veya filizlenen patateslerin tüketilmemesi önerilir. Yeşil patates yerseniz, mide bulantısı, ishal, ateş, baş ağrısı çekebilirsiniz. Patateslerin daha fazla alkaloid üretmelerini önlemek için karanlık ve serin bir yerde saklanmalıdır. Patateslerde en yüksek alkaloid konsantrasyonu deridedir. Patatesleri pişirmeden önce soymak %70 oranında alkaloidin azalmasını sağlar. Patatesleri fırında pişirmek, alkaloid içeriğini kaynatmaktan veya buharda pişirmekten daha fazla düşürebilir.
Normalde, patatesler ve diğer gece gölgesi sebzeleri, içlerinde kabul edilebilir miktarda alkaloid içerir. Vücut ağırlığınızın kilogramı başına 2 ila 5 miligram alkaloid yerseniz, bazı etkiler hissedebilirsiniz. Yaklaşık 68 kilogram ağırlığındaysanız, kendinizi hasta hissetmek için en az 136 miligram alkaloid tüketmeniz gerekir. Bir patlıcan yaklaşık 11 miligram alkaloid içerir. Araştırmalar, patateslerin 25-275 mikrogram arasında alkaloid içerebileceğini gösteriyor. Miktar, patatesin türüne ve nerede yetiştirildiğine göre değişebilir.
Araştırmalar domates olgunlaştıkça yediğiniz kısımdaki alkaloid miktarının azaldığını gösteriyor. Bu nedenle, özellikle olgunlaşmamış yeşil domateslerden kaçınarak alkaloid alımını azaltabilirsiniz.